Yatırımınız için en doğru yolu bulmak, karmaşık teşvik sisteminde ustalaşmak ve 2025'in rekabetçi dünyasında zirveye oynamak için ihtiyacınız olan her şey burada.
Küresel ekonominin yeniden şekillendiği, tedarik zincirlerinin dönüştüğü ve maliyetlerin arttığı 2025 yılında, yatırım teşvik belgesi artık bir "avantaj" olmaktan çıkıp, projenin fizibilitesi ve sürdürülebilirliği için bir "zorunluluk" haline gelmiştir. Artan finansman maliyetleri, enerji giderleri ve hammadde fiyatları karşısında, devletin sunduğu KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi ve SGK primi desteği gibi imkanlar, projenin hayata geçip geçmemesi arasındaki ince çizgiyi belirlemektedir. Bu belge, sadece maliyetleri düşürmekle kalmaz, aynı zamanda projenize bir "devlet onaylı" etiketi kazandırarak bankalar ve finans kurumları nezdinde kredibilitenizi artırır. Yatırıma destek mekanizmalarını projenizin DNA'sına en başından entegre etmediğinizde, rakipleriniz %30-40'lara varan maliyet avantajlarıyla yola başlarken siz geride kalırsınız. Dolayısıyla, teşvik belgesi alma sürecini, yatırım kararının ayrılmaz bir parçası olarak görmek, 2025 ve sonrası için akıllı yatırımcılığın ilk ve en temel kuralıdır. Bu belge, yatırımınızın sigortası ve rekabet gücünüzün anahtarıdır.
Türkiye'nin yatırım teşvik sistemi, yatırımın niteliğine, büyüklüğüne ve bulunduğu yere göre farklılaşan dört temel sacayağı üzerine kuruludur. Bu yapıyı anlamak, projeniz için en doğru yolu çizmenizi sağlar.
Bu dört ana unsuru ve aralarındaki geçişleri bilmek, projenizin potansiyelini maksimize etmenizi sağlar.
E-TUYS, tüm teşvik işlemlerinin yürütüldüğü dijital platformdur ve bu platformun kapısını açan anahtar, doğru ve eksiksiz yapılan yetkilendirmedir. Süreç, yatırımcı şirketin KEP (Kayıtlı Elektronik Posta) adresi üzerinden Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na bir taahhütname göndermesiyle başlar. Bu taahhütnamede, şirketi E-TUYS giriş yaparak temsil edecek kullanıcı (genellikle mali müşavir, şirket yetkilisi veya danışman) bilgileri yer alır. Kullanıcı olarak tanımlanacak kişinin e-imzaya sahip olması zorunludur. Yetkilendirme sürecinde en sık yapılan hata, taahhütnamenin eksik veya yanlış doldurulmasıdır. Bakanlık tarafından onaylanan yetkilendirme sonrası, tanımlanan kullanıcı e-imzası ile sisteme giriş yaparak başvuru işlemlerine başlayabilir. Bu ilk adımın sorunsuz tamamlanması, tüm sürecin hızlı ilerlemesi için kritik öneme sahiptir. Profesyonel bir danışmanlık firması, bu bürokratik süreci sizin adınıza en başından doğru bir şekilde yöneterek zaman kaybını önler ve olası pürüzleri ortadan kaldırır. E-TUYS nedir diye merak ediyorsanız, onu yatırımınızın dijital kimliği olarak düşünebilirsiniz.
Bir fizibilite raporu, sadece Bakanlık için değil, aynı zamanda projeniz için kredi arayışına girdiğinizde bankalar için de en kritik belgedir. Peki, bankaların ve finans kurumlarının "evet, bu proje yatırım yapılabilir" diyeceği bir fizibilite raporu nasıl hazırlanır? İlk kural, gerçekçiliktir. Pazar analizi, abartılı ve temelsiz beklentiler yerine, somut verilere, pazar araştırmalarına ve rekabet analizine dayanmalıdır. Teknik analiz, sadece makine listesi sunmakla kalmamalı, seçilen teknolojinin neden verimli olduğunu, üretim akış şemasını ve kapasite kullanım oranı hesaplamalarını detaylandırmalıdır. Finansal analiz bölümü ise en kritik yerdir. Başabaş noktası, net bugünkü değer (NBD), iç verim oranı (İVO) gibi finansal metriklerin yanı sıra, en az 3 farklı senaryoya (iyimser, baz, kötümser) göre hazırlanmış nakit akış tabloları sunulmalıdır. Raporun sonunda, projenin risklerini (pazar riski, kur riski, operasyonel riskler vb.) ve bu risklere karşı alınacak önlemleri belirten bir bölüm eklemek, raporunuza profesyonel bir derinlik katar. Profesyonel fizibilite danışmanlığı, bu teknik analizleri doğru metodoloji ile yaparak projenizin finansal onay alma şansını artırır.
Türkiye'deki yatırım teşvik bölgeleri, 6 farklı kategoride sınıflandırılmıştır ve bu harita, yatırımcının alacağı destek oranlarını doğrudan belirler. 1. Bölge en gelişmiş (İstanbul, Ankara, İzmir vb.) iken, 6. Bölge en öncelikli (Doğu ve Güneydoğu'daki iller) bölgedir. Bir yatırımın 6. Bölge'de alacağı vergi indirimi ve SGK desteği, 1. Bölge'dekinin katbekat üzerindedir. Ancak bu haritayı okurken sadece il merkezlerine odaklanmak büyük bir hatadır. Birçok yatırımcı, Organize Sanayi Bölgeleri'nde (OSB) yapılan yatırımların, bulundukları ilin bir alt bölge desteklerinden yararlandığını gözden kaçırır. Örneğin, 2. Bölge'de yer alan bir ilin OSB'sinde yatırım yaptığınızda, 3. Bölge'nin daha avantajlı desteklerine hak kazanırsınız. Bu durum, özellikle sanayi yoğun bölgelerdeki yatırımcılar için muazzam bir fırsat sunar. Şehrinizin ve çevre illerin OSB'lerini, Endüstri Bölgelerini ve Serbest Bölgelerini inceleyerek, projeniz için en avantajlı "gizli" lokasyonları keşfedebilirsiniz. Doğru lokasyon seçimi, teşviklerden alacağınız verimi ikiye katlayabilir ve bu stratejik kararda bir yatırım destek ofisi ile çalışmak size yol gösterecektir.
1. Bölge'de yer almaları sebebiyle Ankara yatırım teşvik danışmanlığı ve İstanbul yatırım teşvik danışmanlığı hizmetlerinin en sık karşılaştığı soru, bu şehirlerde yeterli teşvik olup olmadığıdır. Cevap ise kesinlikle evet! Anahtar, doğru sektörlere odaklanmaktır. Bu metropollerdeki yatırımcılar için en büyük fırsat, "Öncelikli Yatırım Konuları" listesidir. Bu liste, stratejik öneme sahip sektörleri, nerede yapılırsa yapılsın 5. Bölge destekleriyle ödüllendirir. Örneğin, İstanbul'da bir yazılım geliştirme, veri merkezi veya AR-GE merkezi kurmak, size Doğu Anadolu'da yatırım yapmışsınız gibi vergi ve SGK avantajları sağlar. Benzer şekilde, Ankara'da savunma sanayi, havacılık veya medikal teknoloji alanında yapacağınız bir yatırım, yüksek oranlı teşviklerden faydalanır. Ayrıca, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgelerinde yapılacak turizm yatırım teşvikleri kapsamındaki otel yatırımları da bu şehirlerde önceliklidir. Bu nedenle, büyükşehirlerdeki yatırımcılar, standart bölgesel destekler yerine, bu niş ve stratejik alanlara yönelerek hem şehrin pazar avantajlarından hem de yüksek teşvik oranlarından aynı anda yararlanabilirler.
Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı veya kısa adıyla Hamle Programı, Türkiye'nin en prestijli destek mekanizmasıdır. Bu programa kabul edilmek, projenizin devlet tarafından "stratejik" olarak tescillenmesi anlamına gelir. Ancak başvuru ve değerlendirme süreci oldukça detaylıdır. Süreç, Bakanlığın belirlediği öncelikli ürün listesine yönelik bir "Çağrı" ilanıyla başlar. Yatırımcılar, bu çağrı dönemlerinde projelerini sunabilirler. Başvuru, iki temel aşamadan oluşur:
Değerlendirme sürecinde ise iki bağımsız yapı devreye girer: Projenin AR-GE potansiyeli TÜBİTAK gibi ilişkili kurumlar tarafından, yatırım ve ticarileşme potansiyeli ise Bakanlık ve KOSGEB uzmanları tarafından değerlendirilir. Bu karmaşık ve çok paydaşlı süreçte başarılı olmak için, projenin her yönüyle (teknik, ticari, finansal) kusursuz bir şekilde sunulması gerekir. Bu program, gerçek bir stratejik hamle programı niteliğindedir.
Yatırımın başlangıç maliyetini doğrudan etkileyen en önemli iki destek, KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyetidir. Bu desteklerden maksimum faydayı sağlamanın sırrı, E-TUYS'a sunulan "Yerli ve İthal Makine-Teçhizat Listesi"nin doğru bir şekilde optimize edilmesinden geçer. Listeyi hazırlarken, sadece ana makineleri değil, yatırımın bir parçası olan yardımcı makine, ekipman, kalıp ve hatta yazılımları bile eklemeyi unutmayın. Her bir kalemin GTİP (Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu) kodunun doğru olduğundan emin olun; yanlış bir kod, ithalat sırasında gümrükte ciddi sorunlara yol açabilir. İthal edilecek makineler için "İkinci El" veya "Komple Tesis" gibi özel durumlar varsa, bunların mevzuata uygunluğunu önceden kontrol edin. Listeye eklenecek her bir makinenin, projenin kapasitesi ve üretim süreciyle uyumlu ve gerekçelendirilebilir olması gerekir. Gereksiz veya projeyle ilgisiz makinelerin listeye eklenmesi, başvurunun reddedilmesine neden olabilir. Bu listeyi bir uzmanla birlikte hazırlamak, hem destek kapsamını genişletir hem de ileride yaşanabilecek bürokratik engelleri ortadan kaldırır.
Kurumlar vergisi teşvikleri içinde en güçlüsü olan "İndirimli Kurumlar Vergisi", yatırımcının vergi yükünü yıllarca hafifleten bir mekanizmadır. Bu desteğin iki farklı uygulama şekli vardır ve bunu bilmek, vergi planlamanızda büyük fark yaratır.
Örneğin, mevcut fabrikanızın karını kullanarak yeni yatırımınızın vergi avantajından anında faydalanmaya başlayabilirsiniz. Bu haktan doğru bir şekilde yararlanmak için profesyonel bir indirimli kurumlar vergisi danışmanlığı almak şarttır.
SGK teşvikleri arasında yer alan "Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği", istihdam maliyetlerini düşürmenin en etkili yoludur. Ancak doğru hesaplama ve uygulama, hak kaybı yaşamamak için kritiktir. Destek, yatırım tamamlandıktan sonra "ilave" olarak işe alınan personel için geçerlidir. "İlave istihdam", yatırımcının yatırım tamamlama vizesinin yapıldığı tarihteki toplam işçi sayısının üzerindeki her bir yeni çalışan anlamına gelir. Destek tutarı, asgari ücret üzerinden hesaplanan SGK işveren payıdır ve personelin maaşı ne kadar yüksek olursa olsun, destek tavanı asgari ücretle sınırlıdır. Uygulama, her ay SGK'ya verilen Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi'nde ilgili kanun numarası (örn: 15510, 25510) seçilerek yapılır. En sık yapılan hata, diğer SGK teşvik danışmanlığı gerektiren teşviklerle (örn: 6111 sayılı kanun) çakışma durumunda yanlış tercih yapmaktır. Bazı durumlarda diğer teşvikler daha avantajlı olabilir. Bu nedenle, her ay bordro hazırlanmadan önce, hangi personelin hangi teşvikten yararlanacağının bir uzman tarafından optimize edilmesi, şirketin sağlayacağı faydayı maksimize eder.
Düşük faizli ve uzun vadeli finansman arayan teşvik belgeli yatırımcılar için en cazip seçeneklerden biri Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK)'dir. Bu kredi, doğrudan Merkez Bankası kaynaklarından ticari bankalar aracılığıyla kullandırılır. YTAK'a başvurabilmek için öncelikle geçerli bir yatırım teşvik belgesi sahibi olmak şarttır. Kredinin temel amacı, belgede yer alan makine-teçhizat alımları ve diğer yatırım harcamalarını finanse etmektir. Başvuru, YTAK kullandırma yetkisi olan bir ticari bankaya yapılır. Banka, hem yatırımcının mali yapısını (kredi değerliliği, özkaynak durumu vb.) hem de projenin fizibilitesini kendi kriterlerine göre inceler. Projeyi uygun bulursa, kredi talebini Eximbank veya Kalkınma ve Yatırım Bankası aracılığıyla Merkez Bankası'na iletir. Onay sürecinin ardından kredi kullandırılır. Kredinin vadesi ve faiz oranı, yatırımın sektörüne (örneğin yeşil dönüşüm veya dijitalleşme odaklı olması) ve firmanın ihracat potansiyeline göre daha da avantajlı hale gelebilir. Bu kredi, özellikle büyük ölçekli ve teknoloji odaklı yatırımların hayata geçirilmesinde kilit bir rol oynamaktadır.
İhracat destekleri 2025 yılı itibarıyla, sadece mevcut pazarlarda büyümeyi değil, aynı zamanda firmaların yeni ve stratejik pazarlara girmesini de hedeflemektedir. Bu stratejinin en önemli araçlarından biri "Pazara Giriş Projesi Hazırlama Desteği"dir. Bu destek, firmaların hedef pazarlardaki potansiyeli, rakip analizini, yasal düzenlemeleri ve dağıtım kanallarını içeren kapsamlı bir rapor hazırlaması için danışmanlık giderlerini karşılar. Raporun ardından, "Yurtdışı Pazar Araştırması Desteği" ile potansiyel müşterilerle görüşmek üzere hedef ülkeye yapılacak seyahatlerin masrafları desteklenir. Pazarda yerleşik hale gelmek için ise "Yurtdışı Birim, Marka ve Tanıtım Desteği" devreye girer. Bu kapsamda, hedef ülkede açılacak ofis, showroom veya deponun yurtdışı birim kira desteği ile kirası, reklam ve tanıtım faaliyetleri, marka tescil masrafları ve hatta ilgili pazara yönelik istihdam edilecek bir personelin maaşı bile desteklenir. Profesyonel ihracat teşvik danışmanlığı, bu destekleri bir bütün olarak ele alıp, firmanız için A'dan Z'ye bir "yeni pazara giriş" yol haritası oluşturur.
Dijital çağda ihracatın en hızlı ve etkili yolu olan e-ihracat, devlet tarafından özel olarak desteklenmektedir. E ihracat destekleri, firmaların Amazon, Alibaba, Etsy gibi global pazaryerlerinde veya kendi e-ticaret siteleri üzerinden dünyaya satış yapmalarını kolaylaştırmayı amaçlar. Bu desteklerin en popüler olanı "E-İhracat Tanıtım Desteği"dir. Bu destek, global pazaryerlerine ödenen yıllık üyelik ücretlerini, bu platformlarda yapılan reklam ve dijital pazarlama harcamalarını (örn: Google Ads, sosyal medya reklamları) ve e-ticaret sitenizin yabancı dillere çevrilmesi gibi hizmetleri kapsar. Ayrıca, "Sipariş Karşılama Hizmeti ve Depo Kira Desteği" ile, yurtdışında ürünlerinizi depoladığınız ve siparişlerinizi yönettiğiniz "fulfillment" merkezlerinin depo kiraları da desteklenir. Bu, özellikle son kullanıcıya satış yapan (B2C) firmalar için teslimat sürelerini kısaltan ve müşteri memnuniyetini artıran hayati bir destektir. Başarılı bir e-ihracat danışmanlığı, hangi platformların sizin ürünleriniz için doğru olduğunu belirler, dijital pazarlama bütçenizi en verimli şekilde kullanmanızı sağlar ve bu desteklerden maksimum düzeyde faydalanmanız için başvuru süreçlerinizi yönetir.
Turquality destekleri, bir hibe programından çok daha fazlasıdır; Türkiye'den dünya markaları çıkarma vizyonuyla tasarlanmış, devletle yapılan stratejik bir ortaklıktır. Bu programa kabul edilmek, firmanızın belirli bir kurumsal olgunluğa ve marka potansiyeline sahip olduğunun en üst düzeyde tescilidir. Turquality, iki ana programdan oluşur:
Bu programa kabul edilen firmalar, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım tescili, reklam, tanıtım, pazarlama, danışmanlık, yurtdışı birim kiraları gibi sayısız kalemde %50 oranında ve limitsiz olarak desteklenir. Programa başvuru süreci, firmanın finansal performansından pazarlama stratejilerine, kurumsal yönetiminden operasyonel süreçlerine kadar çok detaylı bir denetimi içerir. Bu zorlu süreci başarıyla tamamlayan firmalar, global rekabette bir adım öne geçerek, devletin gücünü arkalarına alırlar.
Sanayide verimliliği artırmanın ve rekabet gücünü korumanın yolu dijitalleşmeden geçiyor. Devlet, bu dönüşümü hızlandırmak için KOSGEB ve Kalkınma Ajansları aracılığıyla çeşitli dijital dönüşüm desteği programları sunmaktadır. Bu programların odak noktası, işletmelerin Endüstri 4.0 bileşenlerini üretim süreçlerine entegre etmeleridir. Desteklenen konular arasında; üretim süreçlerini otomatikleştiren robotik sistemler, nesnelerin interneti (IoT) sensörleri ile veri toplama, büyük veri analizi ile verimlilik artırma, bulut bilişim altyapıları ve siber güvenlik yatırımları yer almaktadır. Özellikle ERP (Kurumsal Kaynak Planlaması), MRP (Malzeme İhtiyaç Planlaması) gibi kurumsal yönetim yazılımları veya özel üretim takip yazılımları bu kapsamda desteklenir. Bu durum, yazılım ihracat destekleri ile birlikte düşünüldüğünde, hem kendi süreçlerini dijitalleştiren hem de bu alanda yazılım üreten firmalar için çifte bir fırsat sunmaktadır. Dijital dönüşüm destek programı'na başvururken, projenin sadece teknoloji alımından ibaret olmadığı, aynı zamanda bu teknolojinin verimliliği, kaliteyi veya karlılığı nasıl artıracağına dair somut hedefler ve ölçülebilir metrikler sunulması gerektiği unutulmamalıdır.
Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması, özellikle Avrupa'ya ihracat yapan sanayiciler için yeşil dönüşüm'ü acil bir gündem maddesi haline getirmiştir. Devlet, bu uyum sürecinde sanayicinin yükünü hafifletmek için çeşitli yeşil dönüşüm desteği mekanizmaları sunmaktadır. Bu desteklerin başında, "Enerji Verimliliği" yatırımları gelir. Proseslerdeki ısı ve buhar kayıplarını önleyen yalıtım çalışmaları, daha az enerji tüketen yeni nesil motorlar ve otomasyon sistemleri bu kapsamdadır. En popüler destek alanı ise "Yenilenebilir Enerji" yatırımlarıdır. Özellikle fabrikaların çatılarına kurulan Güneş Enerjisi Santralleri (GES) için yapılan yatırımlar, hem Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında KDV istisnası ve vergi indirimi gibi desteklerden yararlanır hem de özel "enerji yatırım teşvikleri" ile finansmana erişimde kolaylıklar sağlar. Ayrıca, su tüketimini azaltan teknolojiler, atık geri kazanım tesisleri ve "yeşil hidrojen" gibi yeni teknolojilere yönelik AR-GE projeleri de öncelikli olarak desteklenmektedir. Bu yatırımlar, sadece çevresel bir sorumluluk değil, aynı zamanda uzun vadede enerji maliyetlerini düşüren ve uluslararası pazarlarda rekabet avantajı sağlayan karlı birer yatırımdır.
KOSGEB destekleri 2025 yılında da Türkiye'deki KOBİ'lerin ve girişimcilerin en büyük dayanağı olmaya devam ediyor. KOSGEB'in destek yelpazesi oldukça geniştir ve bir işletmenin yaşam döngüsündeki farklı aşamalara hitap eder. **Girişimcilik Destekleri:** Yeni bir iş kurmak isteyenler için KOSGEB iş kurma desteği, makine-teçhizat, kuruluş ve işletme giderleri için önemli bir başlangıç sermayesi sunar. **Ar-Ge, Ür-Ge ve İnovasyon Desteği:** Yeni bir ürün veya teknoloji geliştirmek isteyen KOBİ'lerin personel, malzeme, test-analiz gibi giderlerini karşılar. **İşletme Geliştirme Destekleri:** Mevcut işletmelerin daha rekabetçi hale gelmesi için sunulan bu program altında yurtiçi fuar desteği, nitelikli eleman istihdam desteği, belgelendirme ve eğitim gibi birçok farklı destek kalemi bulunur. **KOBİ Finansman Destekleri:** KOBİ'lerin bankalardan kullanacağı kredilerin faiz maliyetini düşürmeye yönelik desteklerdir. KOSGEB'e başvuru yaparken, işletmenizin KOBİ tanımına uyduğundan (yıllık net satış hasılatı ve çalışan sayısı kriterleri) ve KOSGEB veri tabanına kayıtlı olduğunuzdan emin olmalısınız. Her bir destek programının kendine özgü başvuru koşulları ve değerlendirme süreçleri bulunmaktadır.
Destek Programı | Hedef | Kimler İçin Uygun? |
---|---|---|
KOBİ Teknoyatırım | Ar-Ge'si tamamlanmış teknolojik ürünün seri üretimi | Teknoloji tabanlı, imalatçı KOBİ'ler |
Stratejik Ürün Desteği | İthalatı yüksek, stratejik ürünlerin yerli üretimi | Orta-yüksek ve yüksek teknoloji sektöründeki KOBİ'ler |
İşbirliği Destek Programı | KOBİ'lerin ortak proje yaparak rekabet güçlerini artırması | En az 5 işletmenin bir araya geldiği projeler |
KOSGEB'in imalatçı KOBİ'lere yönelik en güçlü iki yatırım desteği, sıkça birbiriyle karıştırılan KOBİ Teknoyatırım ve Stratejik Ürün Destek Programlarıdır. **KOBİ Teknolojik Ürün Yatırım (Teknoyatırım) Destek Programı**, odak noktasına "teknolojik ürünü" alır. Yani, daha önce bir Ar-Ge projesi (KOSGEB, TÜBİTAK, vb. destekli veya özkaynaklarla yapılmış) sonucunda ortaya çıkmış bir prototipin seri üretimine geçilmesi için yapılan makine, yazılım, personel ve kira gibi yatırım harcamalarını destekler. Temel şart, ortada somut, Ar-Ge'si tamamlanmış bir ürünün olmasıdır. **Stratejik Ürün Destek Programı** ise odak noktasına "ithalatı" alır. Türkiye'nin cari açığını azaltma hedefi doğrultusunda, ithalatı yüksek olan stratejik ürünlerin KOBİ'ler tarafından yurt içinde üretilmesini teşvik eder. Bu programda, Ar-Ge'si tamamlanmış bir ürün şartı aranmaz; önemli olan, hedeflenen ürünün Bakanlık tarafından belirlenen "Stratejik Ürün Listesi"nde yer almasıdır. Her iki program da milyonlarca liralık geri ödemesiz ve geri ödemeli destekler sunar ve KOBİ'lerin lig atlamasını sağlayan en önemli araçlardandır.
Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen IPARD programı, 2024 itibarıyla yeni dönemi olan IPARD 3 Programı'na geçiş yapmıştır. Bu yeni dönem, IPARD destekleri 2025 yılında yatırımcılara daha geniş ve çeşitli fırsatlar sunacaktır. IPARD 3'ün getirdiği en önemli yeniliklerden biri, desteklenen sektörlerin ve uygun harcama kalemlerinin genişletilmesidir. Özellikle "Tarımsal İşletmelerin Fiziki Varlıklarına Yönelik Yatırımlar" (Tedbir 101) kapsamında süt, kırmızı et, kanatlı eti ve yumurta üreten işletmelere yönelik modernizasyon ve yeni tesis kurulumu destekleri devam edecektir. "Tarım ve Balıkçılık Ürünlerinin İşlenmesi ve Pazarlanması" (Tedbir 103) kapsamında ise süt işleme, et işleme, meyve-sebze ve su ürünleri işleme tesislerine yönelik yatırımlar yüksek hibe oranlarıyla desteklenecektir. IPARD 3 ile birlikte, yenilenebilir enerji yatırımlarına (GES, biyogaz vb.) ve enerji verimliliğine yönelik harcamalara daha fazla önem verilmesi beklenmektedir. Proje başvurularının 2025 yılı içerisinde başlaması öngörülen IPARD 3 çağrılarını yakından takip etmek, tarım ve gıda sektöründeki yatırımcılar için hayati önem taşımaktadır.
TKDK destekleri (IPARD hibeleri), %50-70'lere varan hibe oranlarıyla son derece cazip olsa da, başvuru süreci son derece titizlik gerektirir ve birçok proje, basit hatalar nedeniyle elenir. İşte sık yapılan hatalar:
Bu hatalardan kaçınmak için, TKDK destekleri 2025 çağrılarına mutlaka uzman bir danışman ekiple hazırlanılmalıdır.
Her bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasını sağlamak amacıyla kurulan Kalkınma Ajansı Destekleri, genellikle KOBİ'lerin makine-ekipman, eğitim, danışmanlık gibi ihtiyaçlarına odaklanan proje teklif çağrıları (hibe programları) şeklinde uygulanır. Ajanslar, her yıl kendi bölgelerinin önceliklerini (örn: turizm, tarım, imalat sanayi vb.) belirler ve bu önceliklere uygun projelere hibe desteği sağlarlar. Diğer yanda, illerde valilikler bünyesinde faaliyet gösteren Yatırım Destek Ofisi (YDO)'ler ise, bölgeye yatırım çekmekle görevli "tek durak ofis"lerdir. YDO'lar, yatırımcılara ücretsiz olarak danışmanlık yapar, bürokratik süreçlerde yol gösterir ve doğru destek mekanizmalarına yönlendirir. Bu iki yapıyı birlikte kullanmak, yatırımcı için büyük bir sinerji yaratır. Yatırım fikrinizle önce YDO'ya giderek projenizin genel çerçevesini ve potansiyel destekleri öğrenebilir, ardından Kalkınma Ajansı'nın açtığı bir hibe programına profesyonel bir hibe proje hazırlama danışmanlığı alarak başvurabilirsiniz. YDO'nun yönlendirmesi ve Ajans'ın finansal desteği, projenizin hayata geçme olasılığını önemli ölçüde artırır. Bu, tam anlamıyla bir yerel kalkınma hamlesi örneğidir.
Yatırım, yaşayan ve dinamik bir süreçtir. Başlangıçta planlananlar, süreç içinde değişebilir. Döviz kurundaki bir artış makine bütçesini değiştirebilir, yeni bir teknoloji ortaya çıkabilir veya yatırımın yeri değişebilir. İşte bu tür durumlarda, belgenin güncelliğini ve geçerliliğini korumak için teşvik belgesi revizesi işlemi yapılması zorunludur. Revize işlemleri E-TUYS üzerinden online olarak yapılır. En sık yapılan revize türleri şunlardır: **1) Liste Değişiklikleri:** Makine-teçhizat listesine yeni bir kalem eklemek, çıkarmak veya mevcut bir kalemin modelini/fiyatını güncellemek. **2) Değer Değişiklikleri:** Yatırımın toplam sabit yatırım tutarını veya diğer harcama kalemlerinin değerlerini artırmak/azaltmak. **3) Bilgi Değişiklikleri:** Şirket unvanı, adresi veya yatırımın yapılacağı adres gibi bilgilerin güncellenmesi. Revize işlemlerinin, ilgili değişiklik fiilen gerçekleşmeden önce yapılması esastır. Örneğin, listede olmayan bir makineyi ithal etmeye çalışırsanız, gümrük vergisi muafiyetinden yararlanamazsınız. Bu nedenle, yatırım sürecindeki her değişikliği danışmanınızla paylaşarak gerekli revize işlemlerini zamanında yapmak, olası hak kayıplarının önüne geçer.
Yatırım Teşvik Belgesi'nin üzerinde bir "başlangıç" ve "bitiş" tarihi bulunur. Yatırımın bu süre içinde tamamlanması esastır. Ancak bazen inşaatın uzaması, makinelerin teslimatının gecikmesi gibi elde olmayan nedenlerle yatırım zamanında bitirilemeyebilir. Bu durumda, belgenin geçerliliğini yitirmemesi için, belge süresi bitmeden önce teşvik belgesi süre uzatımı talebinde bulunulmalıdır. Bakanlık, yatırımcıya orijinal sürenin yarısı kadar ek süre verebilir. Süre uzatımı alınmazsa, belge iptal edilir ve sağlanan tüm destekler faiziyle geri istenebilir. Yatırım fiilen tamamlandığında ise proje sonlanmış sayılmaz. Son ve en kritik adım, yatırım teşvik belgesi tamamlama vizesi, yani halk arasındaki adıyla teşvik belgesi kapatma işlemi'dir. Bu işlem için Bakanlığa başvuru yapılır ve Bakanlık tarafından görevlendirilen bir eksper, yatırım yerini ziyaret ederek fiili durumu (alınan makineler, yapılan harcamalar) belgedeki bilgilerle karşılaştırır. Her şeyin uygun bulunması halinde, belge üzerine "Tamamlama Vizesi Yapılmıştır" şerhi düşülür. Bu şerh olmadan, indirimli kurumlar vergisi gibi işletme dönemi desteklerinden tam olarak yararlanılamaz ve yatırım hukuken tamamlanmış sayılmaz.
Yatırım teşvik danışmanlığı, projenizin başarısı için kritik bir hizmettir. Peki, doğru firma nasıl seçilir ve yatırım teşvik danışmanlık ücretleri neye göre belirlenir? Doğru firmayı seçerken dikkat etmeniz gerekenler:
Genellikle danışmanlık ücretleri iki bölümden oluşur:
Fiyat karşılaştırırken sadece rakama değil, sunulan hizmetin kapsamına ve kalitesine odaklanmak önemlidir. Unutmayın, ucuz bir danışmanlık hizmeti, size milyonlarca liralık bir fırsatı kaybettirebilir. Piyasada en iyi yatırım danışmanlık firmaları arasında bir seçim yapmak, yatırımınızın geleceğini doğrudan etkiler.
Bu uzun ve detaylı rehberde gördüğünüz gibi, yatırım teşvik ve destekleri dünyası, içerisinde büyük fırsatlar barındıran ama aynı zamanda dikkat ve uzmanlık gerektiren karmaşık bir yapıdır. Fikrinizi bir projeye, projenizi karlı bir yatırıma dönüştürme yolculuğunda, doğru bir yol arkadaşına ihtiyacınız var. Atlas Nestor olarak biz, sadece bir danışmanlık firması değil, sizin stratejik çözüm ortağınızız. Sadece yatırım teşvik belgesi'ni almakla kalmıyor, projenizin potansiyelini en üst düzeye çıkaracak tüm destek mekanizmalarını (KOSGEB, TKDK, İhracat, AR-GE) sizin için analiz ediyor ve entegre bir yol haritası çiziyoruz. Proaktif yaklaşımımızla, tüm süreci sizin adınıza yönetiyor, bürokrasiyle sizin yerinize biz ilgileniyoruz. Size sadece yatırımınıza odaklanmak kalıyor. Başarı, doğru atılan adımların bir sonucudur. Gelin, ilk adımı birlikte atalım. Projenizi ve hedeflerinizi bizimle paylaşın, size özel çözümlerimizi ve yol haritamızı sunalım. Başarı hikayenizi yazmaya bugün başlayın.
Projenizin potansiyelini ve hak ettiğiniz devlet desteklerini öğrenmek için ilk adımı atın. Uzman ekibimiz projenizi ücretsiz analiz etsin.
Ücretsiz Teklif Al